Camdaki Kız Nalan'ın Gerçek Hayat Hikayesi
Camdaki Kız Nalan'ın Gerçek Hayat Hikayesi
Dr. Gülseren Budayıcıoğlunun kaleme aldığı gerçek bir hayat hikayesidir.
Başlayalım
Hayri,Nalanı Gülseren Hanıma getiriyor ama Nalan nasıl bağırıyor klinikte nasıl inliyor herkes çok şaşırıyor Hayri odaya girince anlatmaya başlıyor.Kurtulmak istediğini Nalandan 7 yıldır birlikte olduklarını öncesinde çok aşık olduğunu ama artık kurtulmak istediğinden bahsediyor.
Nalan giriyor daha sonra içeri kendinden bahsediyor onsuz yapamayacağını o olmazsa öleceğini anlatıyor kısacası Nalan için Hayri bir saplantı olmuş gördüğünüz gibi.Gülseren hanım sürekli ısrar ediyor eski hayatından bahsetmesi konusunda Nalan başlıyor.
Eski eşi Sedatla ilk tanıştığında çok heyecanlıymış onun için o zamanlar Sedat çok ilgiliymiş.Sedatla aynı şirkette çalışırlarmış yani Rafet Koroğlunun şirketinde daha sonra kayınpederim oldu diyor.Gülseren hanım çok şaşırıyor çünkü o aileyi tanımayan yoktur.
Nalan evlendikten sonra çalışmak istememiş evdeki herkes onun çalışmasına karşıymış sadece Muzo dışında yani Sedatın kardeşi Muzaffer.Nalan hayatları böyle devam ederken bir gün hamile kaldığından bahsediyor aile çok seviniyor bu duruma ama kötü sonuçlanıyor çünkü bebek erken doğmuştur ve tüm çabalara rağmen hayata tutunamamıştır.Nalan deprosyana giriyor zaten Sedat onunla hiç ilgilenmiyor ve iyice yalnızlaşıyor aynı zamanda bu durumlar olurken anne ve babasını kaybediyor aslında annesi ve babası dedim ama bu kısıma değinicem hikayenin ilerisinde.
Nalanın doğum günü geliyor ama Sedat bunu unutuyor ve Nalan dışarı çıkıp hava almak istiyor ve Hayri onların çalışanları olduğu için Hayriye söylüyor ve sahile gidiyorlar ama Nalan yol boyunca ağlıyor daha sonra Hayri onun haline üzülünce onu alıyor bir yere götürüyor ve çay içiyorlar sohbet ediyorlar.Nalanla çok ilgileniyor aslında ilk kıvılcımlar ortaya çıkıyor ama Nalan bu duruma kesinlikle çok karşı olduğunu söylüyor çünkü bunun yanlış olduğunu biliyor daha sonraları Sedatla bir gün Nalan onun ilgisizliğinden dolayı Sedatla kavga ediyor ve boşanmak istediğini söylüyor.Sedat bu durumu ciddiye bile almaz ve Nalan evi terk eder.
Nalan babasının evine geri dönüyor ve boşanıyor Sedatla.Hayri ve Nalan arasındaki ilişki yavaş yavaş ilerliyor ama Hayride evli karısından boşanmıyor çocuklarının öksüz olmasını istemediği için ve Nalan bu duruma sessiz kalarak Hayri ile 7 yılını geçiriyor.Nalan ve Hayri arasındaki ilişki ortaya çıkınca herkes onları dışlıyor.Hayri de çok kıskanç bir adam ve Nalanı dışarı bile çıkarmıyor bir gözünü diğer gözünden kıskanıyor kısacası.
Nalan ilk seanstan sonra hiç Hayriyi aramıyor Hayri çok şaşırıyor ama o da üstüne düşmüyor neyse.
Nalan ailesini artık anlatmaya karar veriyor.’’Ben annemle babamın çocuğu değilim ben onların torunuyum diyor.’’ ‘’Asıl annem ailenin tek kızıymış ve biraz geç olmuş bu yüzden anneannem ve dedem annemin üzerine çok titremişler ama annem ergenlik çağına tam gelirken anneannemin erkek kardeşi yani annemin dayısı okumak üzere bizimkilerin yanına gelmiş diye bahsediyor.’’ Aslında çocuk çok kibar,saygılı ve utangaç bir çocukmuş ve hukuk fakültesi öğrencisiymiş çok çalışkanmış.Hukuk Fakültesinin 2’nci senesinde olmuş ne olduysa.Annesi o zaman kolej üçüncü sınıftaymış ve hamile kalmış dayısından aslında hamile kaldığını anlayamamış geç fark edilmiş.Annesi,Nalanı doğururken ölmüş henüz 14 yaşındaymış. Anneannesi ve dedesi bakmışlar Nalana aslında Nalan dünyaya geldiği için kendini suçlayarak anlatıyor bunların hepsini.Nalan'ın Babası bu arada hemen kaçmış kaybolmuş.
Nalan kendisini büyüten Anneannesi ve dedesinin onu nasıl yetiştirdiğini anlatıyor çünkü Gülseren hanım soruyor.Nalan onların hiç sevgi göstermediğini sadece başkalarının yanında sevgi gösterdiklerin,ilgi numaraları yaptıklarından bahsediyor yani Anneanne ve Dede kızlarının ölümü için torunlarını suçluyorlar.Nalana sadece maddi olarak bir ilgi göstermişler özel dersler,müzik vs ama Nalan bütün gün odasındaymış,arkadaşları ile gezemez farklı şeyler yapılmasına izin verilmezmiş bütün gün camın kenarında kitap okurmuş oturur dışarıdaki insanları izlermiş.
Nalan son olarak seansta resim atölyesine gittiğinden ve resim hocasının bazen onların kapısından geçtiğini hatta cama baktığını bile düşünüyor ama başka seansta anlatırım diyerek çıkıyor.
Biraz Hayrinin durumuna geliyorum Hayri 3 kişiyi aynı anda idare etmeye çalışıyor Nalan,kendi eşi bir de Laz kızı.Laz kızı,Hayri’nin sevgilisi çok kıskanç bir kadın ve Hayri’nin evli olduğunu biliyor sürekli Hayri’nin evine gidiyor ve karısına onu boşamasını falan söylüyor Hayri artık çıkmazda olduğunu biliyor hele Nalanı duysa ona neler yapılacağından korktuğu için Nalanla görüşürken bile çok temkinli davranıyor.Gel zaman git zaman Hayride seanslarda bir gün anlatırken Laz kızından bahsediyor çok kıskanç olduğunu vs söylerken o Laz kızı beni bir gün öldürecek diyor.Hayride kadınların ona ilgi göstermesini seven bir adam çünkü köyde doğmuş annesi yok ve erkek kardeşi erken yaşta ölmüş babası tarafından pek ilgi görmemiş bir çocukluk geçirmiş.Kadınların ona bu denli ilgi göstermesi onun çok hoşuna gidiyor olmalı.
Bir gün Nalan kliniği arıyor ama telefonda bağırıyor,ağlıyor çok fena Tuna hanım koşarak telefonu Gülseren hanıma veriyor ve Nalan Hayrinin artık olmadığını söylüyor onun öldüğünden bahsediyor vurulduğundan.Laz kızı,Hayriyi kalbinden bıçakla tek hamleyle öldürüyor hem de Hayrinin evinin önünde aslında Hayride önceleri seansa geldiği için düzeliyordu Laz kızından ayrılıp yeniden Nalana dönecekti ama Laz kızı buna izin vermedi.
Aylar sonra Nalan beyaz kıyafetlerle seansa geliyor ve Gülseren hanım seviniyor çünkü onu ilk defa beyazların içinde pırıl pırıl görüyor.Hayri öldükten sonra neler olduğunu 4 ay boyunca neler olduğundan bahsediyor ayrıca Hayri,Nalanı ve Türkanı (eşini) tanıştırıyor birbirleriyle hatta Türkan hanım hiçbir zaman Nalandan şikayet etmiyor onu seviyor aynı şekilde Nalanın düşünceleride böyle birbirlerinin kim olduklarını biliyorlar ama bu durumu hiç çaktırmıyorlar.
Türkan hanım,Nalana yemek yapmayı öğretiyor Nalanda kızlara(Hayri’nin) derslerine yardım ediyor,oturmasını kalkmasını vs öğretiyor.Hayri öldükten sonra birbirleriyle daha da yakın oluyorlar.Nalanın çok mutlu olmasını asla umutsuzluğu kapılmamasından bahsediyor Gülseren hanım ve seans bitiyor.
Diğer seansa geliyor Nalan ve çok fena şeyler anlatıyor.Nalan eski işine Mimarlığa geri döneceği için resim atölyesinden ayrıldığını söylüyor oraya gidip oradakilerle vedalaştığını anlatıyor oradan çıktıktan sonra yolda yürürken birisi kolundan tutuyor bir bakıyor resim hocası.Resim hocası,Nalana konuşmak istediğini söylüyor ve bir cafeye gidip oturuyorlar.
Meğer bu adam Nalan’ın babasıymış adam bunu zar zor söylüyor adam 5 yıl önce Türkiye'ye gelmiş ve Nalanı bulmuş.Cafede yaklaşık 2 saat oturmuşlar ve babası nasıl hüzünlü nasıl mahçupmuş Nalanın ellerine kapanıyormuş. Adam yıllar önce Almanyaya gidiyor bu olaylar olunca orada hapishaneye vs giriyor orada resim yapmaya başlıyor falan adam olanlardan çok pişman vs kısacası.Babası,Nalanı evine çağırıyor özür diliyor ama ona bırakmak istediği bazı şeyler olduğunu söylüyor.Nalan tamam deyip kendi evine gidiyor ve diğer gün sabah erkenden babasının evine gidiyor.Eski bir apartmanın bodrum katında küçük karanlık bir evde oturuyormuş Nalan çok acıyor haline yerde halı bile yokmuş.Adamın Nalana bırakmak istediği şeyler yıllardır çizdiği resimler üstelik hepsi çok değerli paha biçilmez eserlermiş.Orada konuşmaya devam ediyorlar dertleşiyorlar,ağlaşıyorlar ve ilk kez orada birbirlerine sarılıyorlar ve çıkarken tabloları alıyor tabi hepsini alamıyor diğerlerini daha sonra aldırıyor.Nalan daha sonradna pişman oluyor acaba ben onu görsemiydim zaten hastalıklı gibiydi evden çıkıyor ve koşarak gidiyor.
Bir de ne baksın babası evde yok kapıcı var ve eşyalarını verip oradan gitmiş.Nalan bunları Gülseren hanıma anlatırken çok üzüldüğünü anlatıyor ama Gülseren hanım onu sürekli motive etmek için güzelce konuşuyorlar.
Nalan bir daha seansa gelmiyor çok sonraları Gülseren hanımın gelmeyeceği erken bir saatte Nalan geliyor oturuyor ve Tunayla sohbet ediyorlar ve Nalan gidiyor.Tuna,Gülseren hanım gelince anlatıyor Nalanın ne kadar değiştiğini güzelleştiğinden bahsediyor ve Nalanın verdiği paketi Tuna,Gülseren hanıma iletiyor.Paketi açıyorlar içinden harika bir kahve fincanı çıkıyor kırmızı bir fincan ve içinden bir de mektup çıkıyor.
Mektup şu şekilde
Sevgili Gülseren Hanım sizden sonra günlerce eve kapandım ve bana kaderimin çizdiği o yolu düşündüm yıllarca odasında oturup camdan hayata bakan kızı düşündüm.Sözleriniz kulaklarımda çınlarken gözlerimle babamın benim için yaptığı resimlerdeydi işte ta oralardan yani Camdaki Kız dan çıktım yola annem,anneannem,dedem Hafize ninem,halam derken Sedat ve ailesi sonra Hayri ardından da siz ve babam.Hayri bana hiç tanımadığım sevgiyi aşkı tattırmak için siz benim katran karası hayatım aydınlatmak için babamsa acılara dur demek için gelmiş. Yıllardır içimde taşıdığım suçluluk kusurluluk torbaları sırtıma yüklenen günahlar yavaş yavaş boşalmaya başka hafifledim.Hani demiştiniz ya hayat sevdiği kulları hafifleme dönemleri armağan eder diye bu armağanı bana da verdiğini Hayret de gördüm hayat beni affetti Ben de hayatı ve hafif yaşamak ne kadar güzelmiş ben şimdi başarılı bir mimarım.Mimar olduğunda de çiziyorsun derseniz ben de babam gibi resim çiziyorum o resimlerini tablolar an ben size duvarlara çiziyorum çizmeye başlarken ne çizeceğim ben de bilmiyorum sanki fırça benim elimden değilmiş gibi karşısına geçip bakınca yaptıklarıma ben de inanamıyorum benim resimlerim artık karanlık değil aydınlandım ben acının değil yaşamanın mutluluğun huzurun tiryakisi olmaya çalışıyorum kaderin beni götürdüğü yolun önüne duvar ördüm bambaşka ışıklı yollar beni bekliyor ve bu ışığı siz yaktınız benim hayatıma sizin de gözlerinizden ve yüreğinizden ışık eksik olmasın sevgili hocam.
-Nalan
Yorumlar
Yorum Gönder