Kırmızı Oda - Nazlı ve Recai 'nin Gerçek Hayat Hikayesi!

 Merhabalar yeni başlayan ve bizi gerçekten etkileyen Kırmızı Oda NAZLI ve RECAİ 'nin Gerçek Hikayesini anlatmak istiyorum aslında ilk başta ben onları Nalan ve Hayriye benzettim (Camdaki Kız). Daha sonra kitabı karıştırınca ve biraz farklılıklar olunca onlar olmadığını anladım

Madalyonun İçi kitabındaki - Kırık Hayatlar hikayesindeki Reyhan hanımın sorunlarına çok benziyor. Sayfa 317

Reyhan Hanım aslında sesansa geldiğinde çok güzel bir kadın bakımlı ama oturur oturmaz mendilini cebiden çıkarıyor bir anda anlatmaya başlıyor işte eşinin ona ilgi göstermediğini hatta eve çok geç geldiğini neredeyse artık boşanma aşamasına yavaş yavaş geldiklerinden bahsediyor. 

Reyhan hanım kitapta ev hanımı ve 2 çocuk annesidir. Kocasının evden yavaş yavaş uzaklaştığından bahsediyor üstelik kendisinin dört dörtlük bir ev hanımı olduğunu eşini mutlu etmek için elinden geleni yaptığını vs anlatıyor. Kocası bankacı ve eve sürekli geç geliyor üstelik iş çıkış saatinden uzun bir süre sonra yavaş yavaş artık kavga ediyorlar ama adam uzaklaştıkça Reyhan hanım ona daha çok bağlanıyor onsuz yapamayacağından bahsediyor vs.

Doktor hanım, geçmişini anlatmasını istiyor nasıl bir evde doğup büyüdüğünü anlatmasını istiyor.

Orta halli bir ailenin ortanca kızı olduğunu annesi ve ablasının arasının çok iyi olduğunu ama bir türlü onların grubuna dahil olamıyormuş ve küçük erkek kardeşide daha çok küçük olduğu için yaptığı her şey göz ardı edilirmiş ama Reyhan hiç sevildiğini hissedemezmiş.

Kader motifini görüyor musunuz ? Doğdumuz evin etkisi nasıl da hayatımıza yansıyor.

Doktor hanım, Reyhana neden sürekli yaranmaya çalışıyorsun insanlara diyor ve Reyhan orada kopuyor ve diyor ki ben hep her şeyin hayatta en iyisini yapmaya çalıştığını bunda ne kötülük var diyerek karşılık veriyor.

Eşinin ailesiyle arasının çok iyi olduğunu çünkü onlar için dört dörtlük bir gelinlik yaptığını anlatıyor ama yine de o kadar yaranamadığından bahsediyor. Bu durum annesi içinde geçerli en çok o ilgilenmesine rağmen annesi en çok ablasına ve en küçük erkek kardeşine düşkünmüş.

Kader motifi ona hayatta sürekli birilerine yaranma çabasını karşısına çıkarıyor.

Reyhan aslında  anlattıkça eşiyle olan durumunu sürekli üstüne düşmesinden, uğraşmasından. Gülseren hanım diyor ki: Reyhan, o efendi olmuş sen köle, efendiler kölelerine saygı duyarlar mı ? diyor. Reyhan orada bir şaşırıyor

Gülseren hanım ona sende artık efendi olursan yani eşitlenirsen onun da sana karşı olan durumunu değişeceğini söyleyip tavsiyeler veriyor.

Reyhan bu durumu nasıl değiştireceğini sormaya devam ediyor ve Gülseren hanım ona ilk başta bu üstlendiği rolü kabul etmesi ve kurban psikolojisinden çıkmak en önemliside gerçekten değişmek istemesini söylüyor.  Reyhan seansta değişmek istediğine karar veriyor ve seanslara geliceğini söylüyor.

Kırmızı Oda 25. bölüm fragmanı yayınlandı... Kırmızı Oda yeni bölümde Nazlı  aldatıldığını mı öğrenecek? - Televizyon Haberleri

324.Sayfada Reyhanın seanslara geldiğini ve çok çabaladığını anlatıyor.Üstündeki rolden kurtulduğunu vs anlatıyor.

Eşinin onla çok ilgilendiğini, yeni arkadaşlar edindiğini, kuruluşlara üye olduğunu yani kendisini geliştirdiğini anlatıyor. Annesi ona daha çok teşekkür ediyor ve sevgisini hissettiriyor.Kayınvalidesi en sevdiğim gelinim sensin diyor üstelik önceki yaptığı hizmetin yarısını yapıyormuş artık ama şu an el üstünde tutuluyor.

Konu olarak aslında çok benzeyen Nazlı-Reyhan karakteri benim düşüncem ve birçok bu hikayeyi ele alan insan için ortak bir payda da Kırık Hayatlar hikayesi olduğuna çoğu insan kanaat getirdi.

Önceki blogumda anlattığım gibi kader motifinin etkisini bu hikayede de gördünüz değil mi ?

Nazlının (Reyhanın) sürekli yaranma,sevgi görme isteği aslında insanların onda ne kadar uzaklaştığını bunu çocukken yaptığı bir davranış olması ve ileride yine yapıp etkisini aynı şekilde görmesi kader motifinin nasıl işlediğini çok güzel anlatıyor.

Kırmızı Oda dizisinde geçen bir sözle kapanışı yapmak istiyorum.

"Hepimiz kader motiflerimizin kurduğu o tuzaklara düşmüyor muyuz ? Doğduğumuz evlerde öğrendiklerimizle çıkmıyor muyuz o yola ? Oysa gerçek yalansız dolansız bütün çıplaklığıyla öyle yakınımızda ki.Sadece çözülmeyi, fark edilmeyi bekliyor."


Yorumlar

Popüler Yayınlar